Bütün Türkiyenin merakla beklediği 4.5G nin hizmete girmesine az bir zaman kala neler getireceği, şartları nasıl değiştireceği merak edilmekte. Artık cep telefonlarımızdan 4G LTE olarak çok daha hızlı internet erişimine kavuşacağımız aşikar, peki bu hız şartları nasıl değiştirecek?
Olayı başından ele almak gerekirse, 1995-97 yılları arasında internete bağlanmak sadece sayılı insanların yapabildiği ve gayet değişik bir eylemdi, 14400k (0,14mbit) fax modemlerle internete bağlanılır ve işler de halledilebilirdi, 56k modemler ile tanışıldığında ise herkez hızdan memnun ve tatminkar buluyor du ki taaki xDSL ile tanışana kadar. 128k 256k ve 1mbit hızları o kadar çok şeyler vaat ediyordu ki şimdi son kullanıcılara 16mbit bile yetmez oldu tabii ki bunun bir sonucu olarak ta HD Videolar ön saflarda yerlerini aldılar. 3g ile 15/45mbit hızları alabilmek mümkün oluyordu 4g ile vaat edilen hız yaklaşık 100Mbps, 300/450 Mbps. bu hızlara baktığımızda mevcut kablolu internetin sonu gelecek mi? Gelebilir mi insan düşünmeden yapamıyor. Çünkü hayatın yer alanında hayatımızda olan kablo hâla en stabil hizmeti verme konusunda lider, Fakat gerek maliyet gerek ise görünüm itibari ile sorunlar yaşatmakta bu sorunlarda artık kablolu veri trafiğinin sonunu git gide yaklaştırmakta, şu an için elinde bulundurduğu stabil çalışma kozunu da yitirdiği zaman kablolu veri trafiğinin artık sonunun geldiği söylenebilecektir.
Peki kablosuz internet daha doğrusu yüksek frekanslı elektromanyetik radyo sinyalleri hayatımızı ne kadar etkiliyor? Uzmanlarca bunun için bir cevap vermek oldukça zor kimisi oldukça zararlı olduğunu kimisi ise bir zarar vermediğini belirtmekte Fakat olaya birarz daha geniş baktığımız da gördüğümüz resim mikro dalga fırınların çalışma mantığı ile aynı Kontrollü yüksek frekanslar bir cisimin içinden geçtiğinde ısınma meydana getiriyor, Diğer yandan evimizdeki elektromanyatik siyallere maruz kalan canlı organizmalarda illaki bir hasara meydan vermektedir. Bu fırındaki gibi saniyeler içinde olmasa da uzun zaman zarfında ne gibi bir zarar vereceği belli olmayan bir dış etken olarak karışımıza çıkmakta. Ne olursa olsun ne kadar pratik olursa olsun en azından evlerde mümkün olduğunca elektromanyetik siyalleri kısıtlamayılız. Teknoloji bize herşeyi verebilir ama kaybedilen sağlık olursa bir anlamı kalmıyor.