İşin sırrı tamamen ticari zekâ'ya dayanmakta. Öncelikle bizim ülkemizde Alman arabası ve Japon arabası için kavga edebilecek insanlar mevut. Oysaki bu insanlar tamamen son tüketici ve bu pazar kavgasında hiç bir kârları bulunmayan varlarını yoklarını bu araçlara yatıran tüketiciler. Türkiye'de maalesef bu tip isanlar yaşamakta ve bunu dikkate alarak yorumlamanazı rica ediyorum.  

Şimdi bir müşteri gurubu düşünün; bu insanlar 50 kişi ve hepsi bir apartman da oturuyor. Bu insanlara hizmet getirmek çok daha kolay olacaktır. 

Bir diiğer grubumuz da dağınık bir arazide 20 kişi olarak bulunmakta olsun, götüreceğimiz hizmet için bu guruptaki müşterilerin aralarında ki mesafeleri aşmak durumunda kalıyoruz.

İşin kurnazlığıda bura da başlıyor. Firma diyor ki ben müşterilerime şu şekil kaliteli hizmet veriyorum.Tabii ki bu firmanın ana hedefi 1. grup müşteri tipi çünkü hizmet götürmek kolay arıza verme ihtimali daha düşük olan grup. Elde edilen kâr aynı bakım ve yatırım daha az ve Kârlılık daha çok. Sonuçta mutlu mesut müşteriler bas bas bağırıyor sağda solda ben çok memnunum.

2. Grup müşterilerile hizmet götüren firma ise çok daha olumsuzluklar la karşılaşmakta. Mesafe olsun iletim maliyetleri olsun hep daha fazla gider demek hemde daha fazla arıza demek. Mesafe demek arıza demek, arıza demek mutlu olmayan müşteri demek. Sonuç olarak mutsuz müşteriler de bas bas bağırarak şikayetlerini dile getirmekte ve 2. grup müşterileri sırtlayan firmaya verdiğini hizmete rağmen yermektedirler.

Sonuç olarak sorunsuz müşterilere hizmet vermek kolay gerçekten kolay. Alt yapı da tekel diye bir şey yok isteyen kendi yatırımını yapıyor ama böyle bir yalan varken kimse sorunlu müşteriler le uğraşmak istemiyor. Nasıl olarak yalana herkes inanıyor. Türkiyenin genelinde olan bir firma mı daha hızlı dır? Belli bölgesinde seçme müşterilere hitap eden firma mı?